T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
SAMSUN / ÇARŞAMBA - Ağcagüney Anadolu Lisesi

REHBERLİK HİZMETLERİ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK HİZMETLERİ KURULU

Ock

 

Meslek Seçimi

Anne baba olarak geleceğe yönelik en değerli yatırımlarımız çocuklarımızdır. Çok sevdiğimiz çocuklarımız için her şeyin en iyisini en güzelini isteriz.   Bu istekle daha çocuklarımız doğmadan onlarla ilgili önemli kararlar alırız ve büyüyünce hangi mesleği seçeceğine ilişkin hayaller kurarız. En iyi çocuk bizim olacaktır, en güzel, en başarılı, en akıllı, en mutlu..... Hatta an gelir kendimizden bile vazgeçeriz onlar için.... Bir motif gibi sabırla, özveriyle, emekle işleriz onları.... Onlar bizim çocuklarımızdır...

 

          Bu çalışma; çocuğunuzun kendini tanıyıp kendine uygun mesleği seçerek mutlu, üretken ve başarılı bir hayat sürmeleri için, size ve çocuklarınıza yol gösterecektir. 

 

KENDİNİ TANIMA VE MESLEK SEÇİMİ

Kalabalık bir aileden geldim. Gençliğimde hep doktor olmak isterdim. Ama okuyamadım. Genç yaşta evlenip çoluk çocuğa karıştım. İstedim ki mutlu bir evim olsun, benim yaşayamadıklarımı çocuklarım yaşasın, yapamadıklarımı çocuklarım yapsın ve mutlu olsun. Oğlum büyürken; eş dost sorardı oğluma 'büyüyünce ne olacaksın?' diye. Oğlumdan önce ben cevap verirdim, 'o doktor olacak' derdim.

 

Oğlum ilkokula başlarken iyi bir okul ve iyi bir öğretmen araştırdık. Babasıyla okuyacağı okula karar verdik. İlk okuduğunda hepimiz çok mutlu olduk.

 

İlköğretimde oldukça sosyal, hareketli, spora ilgili bir çocuktu. Okuldaki etkinliklere katılmak ister, bense derslerinden geri kalır diye engellerdim; onun için endişelenirdim. Bir gün yine onu ders çalışması konusunda uyarırken, 'bu çalışmayla sen zor doktor olursun' dediğimde, bana döndü ve yüksek sesle 'anne beni hiç dinlemiyorsun, ben doktor değil avukat olmak istiyorum' dedi.

 

8. sınıfın sonunda alan seçimi konusunda hala anlaşamamıştık. Bu nedenle okul rehber öğretmenine giderek oğlumun sayısal bölümü seçmesi için ikna etmesini istedim. Okul rehber öğretmeni bana alan ve meslek seçiminde ilgi, yetenek ve değerlerin önemini anlattı. 

 

Öğretmen sordu; 'oğlun neleri yapmaktan mutlu oluyor?' diye....

'Oğlum okumayı çok seviyor, internette bolca araştırma yapıyor. Haksızlığa uğrayan arkadaşlarını savunuyor, okuldaki münazaralarda görev almayı seviyor' dedim.

Bu soru ilgilerimizin göstergesiymiş ÖĞRENDİM....

 'Oğlun neleri yapabilir?' diye sordu öğretmen.

Düşündüm, 'kendini çok güzel ifade eder, ana dilimizi çok güzel kullanır, ezberi kuvvetlidir' dedim.

Bu soru yeteneklerimizin göstergesiymiş ÖĞRENDİM....

 

Öğretmen devam etti; 'oğlun ilerde seçeceği meslekten neler bekliyor, ne istiyor?' dedi.

'Düzenli bir iş, saygın olabileceği, tanınabileceği, para kazanabileceği, haksızlıkları önleyebileceği bir iş istiyor' dedim.

Bu soru değerlerimizin göstergesiymiş ÖĞRENDİM...

 

O gün okul rehber öğretmeniyle uzun bir konuşmanın ardından eve giderken aklımdan öğretmenin söyledikleri geçiyordu.Meslek seçiminde ilgi, yetenek ve değerlerimiz ne kadar da önemliymiş!!

 

Örneğin; Sayısal derslerden hoşlanan, yetenekleri bu yönde olan bir genç; arkadaşları farklı bir bölümde olduğu için ya da öğretmenine kızdığı için sosyal bölümü seçerse yetenekleri doğrultusunda doğru bir karar vermiş olacak mıydı? Sosyal derslerden hoşlanan yetenekleri bu yönde olan bir genç; annesi ve babası ya da öğretmeni istiyor diye sayısal alanı seçerse mutlu olacak mıydı?

Tabii ki HAYIR!!!

 

Önemli olan çocuğumun sevdiği, ilgilendiği, başarılı olacak bir işte çalışıp mutlu olmasıydı. İleride doğru mesleği seçebilmesi için önce doğru alana gitmeliydi oğlum.... Bunu anlamıştım.

 

İşte o saatten sonra oğluma kulak vermeye, onu daha iyi tanımaya karar verdim. Lise yaşantısı boyunca ilgilerini, yeteneklerini destekledim, değerlerine saygı duydum. Çünkü oğlum ne bendi, ne de babası... Hayallerimizi gerçekleştirmek için onun mutsuz olmasına gerek yoktu...

 

Zaman o kadar hızlı geçiyordu ki... Oğlum 18 yaşına ulaşmış, sınav ve tercih vakti gelmişti. Ailece oturduk ve oğlumun ilgi yetenek ve değerlerini göz önünde bulundurarak şu soruları değerlendirdik. Oğlum okul hayatı boyunca;

-         Neler yapmaktan hoşlanırdı?

-         Güçlü ve zayıf yanları nelerdi?

-         Çocukluğunda hangi oyunları oynamaktan hoşlanırdı?

-         Hangi derslerde başarılı ve aktifti?

-         Hangi etkinliklere katılmaktan hoşlanırdı?

-         Özel yetenekleri var mı?

-         Düzenli mi?

-         İnsanlarla bir arada olmaktan hoşlanır mı?

-         Çok para kazanmak onun için önemli mi?

-         Ünlü olmak onun için ne kadar önemli? Vb.

 

Tüm bu soruların ardından ailece oğlumun istediği avukatlığın gerektirdiği bazı özellikleri araştırdık.

-        Meleğin gerektirdiği kişilik özellikleri nelerdi?

-        Mesleğin gerektirdiği eğitimler nelerdi?

-        Mesleğin çalışma ortam ve koşulları nelerdi?

-        Mesleğin iş bulma olanakları nelerdi?

-        Meslekte ilerleme ve emeklilik koşulları nelerdi?

Tüm bunların ardından oğlum verdiği karardan emindi. Doğru meslek onun için avukatlıktı. Oğlum hukuk fakültesini kazandı. Şimdi herkese yaşadığımız tecrübeyi anlatıyorum. Kendi isteklerimiz ve hayallerimiz için biz oğlumuzu yok saymadık... Onun mutlu olması, istediği okulda okuması ve istediği işte çalışması bizim için her şeyden önemli...

Aslında yine istediğim oldu... Benim yapamadığımı oğlum yaptı... Kendi ilgi ve yeteneklerine uygun istediği alanda, istediği şehirde ve istediği okulda okuyor... Oğlumla gurur duyuyorum... Siz de çocuklarınıza kulak verin... Onlar ne istiyor? Ne yapmaktan hoşlanıyor? Hayattan neler bekliyor? Hayalleri neler? Sizin için mi okuyacak, sizin için mi yaşayacaklar? Yoksa onların mutluluğu her şeyden önemli mi? 

 

10'U dikkate alın!

 

´´GENÇLERİMİZİ MUTLU BİR GELECEĞE TAŞIMANIZA YARDIMCI OLACAK

10 ALTIN KURAL´´ 

 

Sevgili anne babalar;

Göz bebeğimiz çocuklarımızın geleceklerini şekillendirme adına ciddi bir dönemi yaşamaktasınız.

Bu dönemde aile olarak alacağınız kararların çocuğumuzun geleceği adına ciddi neticeleri olacağı muhakkak önerilerimizin işinizi kolaylaştırmasını diliyoruz.

 

  1.Çocuklarınıza sağlıklı ve huzurlu bir aile ortamı hazırlayın.

 

Çocuklarınıza verebileceğimiz en anlamlı ve en önemli desteğin ona sağlıklı huzurlu bir aile ortamı hazırlamak olduğunu unutmayın.

 

2.Çocuklarınızı olduğu gibi kabul edin.

     Her anne baba çocuğunun başarılarıyla mutlu olmak ve gurur duymak ister. Ancak bunu esas gaye haline getirmeyin. Onu her zaman ve her haliyle sevdiğinizi ve değer verdiğinizi hissettirin. 'Kazanamazsan herkese rezil oluruz, başkalarının yüzüne nasıl bakarız, komşunun çocuğu senden daha başarılı' gibi ifadelerden kaçının.

 

 

3.Üniversite Sınavlarına bakışınızı gözden geçirin.

    Üniversitelerin yalnızca meslek edindirme amacıyla kurulmuş olan eğitim kuruluşları olmadığını, farklı bakış açıları kazandırma, kültürel birikim, özgüven vb. özellikleri kazandırmanın da hedeflendiğini unutmayın. 

 

   4.Çocuğunuzun Başarısına da başarısızlığına da katkınızın olduğunu unutmayın.

 

     Çocuğunuzun yaşadığı veya yaşayacağı tüm başarılarda yaptıklarınız ve yapmadıklarınızla ortak olduğunuzu unutmayın. Başarılarıyla gurur duyduğunuz gibi başarısızlıklarında da kendi payınıza düşeni alın.

 

  5.Sınavlara gereğinden fazla anlam yüklemeyin.

 

      Anne baba olarak sınava bakış açınızın çocuğunuzun sınava bakışını şekillenmesinde önemli olduğunu unutmayın! Sınavı bir son ya da başlangıç olarak görmek yerine farklı alternatifli bir geleceğin varlığının farkında olun.

 

         6.Yapılan  tercihin çocuğunuz için olduğunu unutmayın.

 

            Anne baba olarak kendi adınıza bir tercih yapmadığınızı dolayısıyla merkezde çocuğunuzun olması gerektiğini onun ilgi yetenek ve değerleri doğrultusunda verilecek kararların daha isabetli olacağını her zaman aklınızda bulundurun. Unutmayın ki çocuğunuzun eğitim göreceği alan, onu bir mesleğe hazırlayacak ve bu meslek, 'O'NUN tüm yaşamını etkileyecek.

 

 

 7.Her doğru size ve çocuğunuza uymayabilir.

 

    Unutmayın! Mesleklerin popüler ve iş olanaklarının fazla olması gibi nedenler çocuklarınızın bu mesleklere yöneltilmesi için %100 yeterli ve geçerli bir sebep değildir.

 

 8.Bir bilene sorun.

 

   Çocuklarınızın üniversite sınav sisteminde yaşanan değişikliklerden olumsuz etkilenmemesi; kendini, meslekleri tanıyarak daha isabetli tercih yapabilmesi için mutlaka ama mutlaka birden fazla uzman yardımı alın. Unutmayın ki! Eksik ya da yanlış bilgilerle verilecek kararların isabetlilik oranı çok yüksek olmayacaktır.

 

9. Puanına göre değil, çocuğunuza göre tercih yapın.

 

          Çocuklarınızın çok yüksek puan ile kabul eden bölümlere girmesiyle övünmek yerine, kendi istediği yeri seçmelerine destek olmanın daha önemli olduğunu unutmayın.

 

      10.Çocuğunuzla sınav sonrasını konuşun ve planlayın.

 

Çocuklarınızla sadece sınav öncesini konuşmak ve planlamakla yetinmeyip, sınav sonrası yaşanması olası sonuçları da konuşun ve planlayın.

 

Yeni Eğitim ve Sınav Sisteminde Mesleki Rehberlik 

"Çalışma, gerçekte zahmetli değildir. 
Yalnız tutulan iş ile şahsın kabiliyeti ve zevkleri arasında uygunluk olmalıdır."
M. Kemal Atatürk

Eğitim – öğretim yılı başlarken sınav maratonuna hazırlanan öğrenci ve beraberinde ki velileri heyecan dolu bir yıl bekliyor... 

Okullar, dershaneler son zamanlarda yeni sınav sistemi konusunda başta öğrencilere daha sonra velilere yönelik bilgilendirme seminerleri düzenleyerek bu zorlu maraton için gerekli hazırlıkları yapıyorlar. 

Yeni sınav siteminin artıları, eksileri bir yana aslında yeni sınav sistemi başka bir konunun önemini ve bu konuda uzmanlaşmanın gerekliliğini ortaya koydu. Mesleki rehberlik...

Neden rehberlik? Genç bireylerin yetenek ve ilgilerinin farkına varmaları, yetenek ve ilgilerine uygun meslek seçmeleri, zamanlarını en iyi şekilde yönetmeleri, gelecekleri hakkında uzgörülü olmaları, kendilerini tanımaları için rehberlik hizmetleri gereklidir. 

Mesleki rehberlik, psikolojik danışma ve rehberliğin özel bir alanıdır. Meslek rehberliği, kişiye eğitim ve meslek alanlarında başarı için gerekli özellikler, eğitim ve meslek imkânları hakkında bilgi vermeyi, meslek kararını etkileyen kişisel-sosyal faktörleri incelemeyi ve bireyin sağlıklı karar verebilmesi için yapılan yardımı kapsar. Ancak meslek seçiminde mesleki rehberlik tek başına yeterli olamamaktadır. Meslek/Alan/İş seçiminde bir diğer önemli faktör kariyer danışmanlığıdır. 

Kariyer danışmanlığı, bireyler ya da grupların kariyer seçimleri ve gelişimleri konusunda bilgi edinmelerini kolaylaştırmak amacıyla sunulan, planlı bir dizi yardım programlarını kapsamaktadır. Profesyonel bir danışan tarafından bireylerin ya da küçük grupların kariyer seçimleri ve geçişleri hakkında bilgilenmelerine ve yaşadıkları sorunların üstesinden gelmelerine yardımcı olma amacıyla sunulan hizmet sürecidir.
Mesleki rehberlik hizmetleri genellikle eğitim kurumlarında uzman psikolojik danışmanlar tarafından yürütülürken, kariyer danışmanlığı hizmetleri ise daha çok uzman psikolojik danışmanların yanında, iş dünyasını bütünüyle ele alabilen insan kaynakları uzmanları tarafından yürütülmektedir.

Yeni eğitim ve sınav sisteminin en büyük artılarından biri bireyin ilgi, yetenek ve becerilerini dikkate almasıdır. Meslek seçimi zor bir iştir. Meslek seçiminde kişilik, karakter, ilgi, yetenek ve beceriler seçilen meslek ile uyumu olmalıdır. 

Türkiye de ki işsizlik oranının büyük bir oranı yanlış meslek seçiminden kaynaklıdır. Meslek seçimi kararı sadece lise yıllarında verilmemelidir. Meslek seçmeden önce bireyin öncelikle kendini tanıması, ilgi ve yeteneklerini keşfetmesi gerekmektedir. Bireyin bu farkında lığa varması lise yıllarında mümkün değildir. Birçok birey üniversite yıllarında yâda mezun olduktan sonra bu farkında lığa erişip okuduğu/mezun olduğu bölümü değiştirmek istemektedir ve bu nedenle de bir uzman yardımına ihtiyaç duymaktadırlar. Üniversite kariyer merkezleri bu konuda öğrencilerine yönelik çeşitli hizmetler sunmaktadır. 

Yeni sınav sistemi de bu şekilde eğitim kurumlarında kariyer merkezlerinin ne derece önemli olduğuna, mesleki rehberlik ve kariyer danışmanlığı konularında uzmanlaşmanın gerekliliğini göstermiş oldu. 

Hala birçok okul ve dershanelerde bireyin kendisini tanımasına yönelik test ve envanter kullanılmamaktadır. Yâda bireyin ilgi ve yetenekleri sadece tek bir envanter yardımıyla ölçülmeye çalışılmaktadır. Oysa yıl içinde birden fazla test ve envanter kullanılarak bireyin önce kişilik ve karakterinin daha sonra ilgi ve yeteneklerinin ölçülmesiyle yıl içinde ilgi duyulan alanlar üzerinde bireye bire bir görüşme yâda konunun uzmanları ile seminerler verilmelidir. Böylelikle birey kendini tanımış, yeteneklerini öğrenmiş olacaktır. 

Bireyin gelecekte ki yaşam tarzını belirlemesinde dönüm noktası olan mesleki tercihini yaparken doğru ve isabetli karar verebilmesi için izleyeceği basamaklar şöyle sıralanabilir:

1. Bireyin yeteneklerinin belirlenmesi (Ben neler yapabilirim?)
2. İlgi alanlarının belirlenmesi (Ben neleri yapmaktan hoşlanırım?)
3. İş değerlerinin benimsenmesi (Ben ne istiyorum?)
4. Kişilik özelliklerinin belirlenmesi (Karakterim nasıl?)
5. İlgi duyulan mesleklerin incelenmesi.

Ock

Sınav Taktikleri

SINAV TEKNİKLERİ

 

1.     Gireceğiniz sınavın nasıl bir sınav olduğunu önceden mutlaka öğrenin. ( Kaç soruluk bir sınav, hangi dersten ne kadar soru var, hangi konulardan soru sorulacak gibi...)

 

2.     Sınava girmeden önce zamanınızı nasıl kullanacağınız ile ilgili plan yapın. ( hangi derse ne kadar zaman ayıracağım, kontroller için ne kadar zaman ayıracağım gibi...)

 

 

3.     Yanınızda mutlaka bir saat bulundurun. Böylece zamanınızı daha iyi kontrol etmiş olursunuz.

 

4.     Soruları cevaplamaya başlamadan önce optik kâğıdınıza ve kitapçığınıza kişisel bilgilerinizi mutlaka kodlayınız.   

 

5.     Sınav başlamadan önce kitapçığınızı mutlaka gözden geçirin.  Bu size vakit kaybettirmeyeceği gibi kitapçığa hakim olmanızı sağlar. (böylece kitapçığınızda olabilecek basım hatalarını ve eksik sayfaları fark edip önceden sınav görevlisini uyarabilirsiniz.)

 

6.     Sınava kendinizi iyi hissettiğiniz dersten başlayın. Bu sayede başlangıçtaki sınav kaygınız ortadan kalkacaktır.

 

7.     Soruları doğru okuyun ve sizden istenileni iyi anlayın.

 

8.     Önce soru metnini okuyun. Sorunun sizden ne beklediğini bilin.

 

9.     Şıkların tamamını mutlaka okuyun. Sorulan soruya cevap olmayacak seçenekleri eleyin.

 

10.   Bir soruda belli süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız başka bir soruya geçin. Daha sonra zamanınız kalırsa bu soruya tekrar dönebilirsiniz.

 

11.   Fikriniz olmadığı (emin olmadığınız) sorularda işaretleme yapmayın.

 

12.    Zihninizin dağılmasını önlemek için bölümler arasında kısa dinlenme aralıkları verebilirsiniz.

                      ( 15-20 saniye..)

 

13.    Herhangi bir soruyu zor olarak düşünseniz bile uğraşmadan geçmeyin.

 

 

14.   Cevap kağıdına kodlama yaparken cevapları bütünüyle doldurarak, sınırları taşırmadan ve koyu olarak işaretleyin.

15.  Takıldığınız sorularda özel bir kodlama sistemi oluşturarak soru kitapçığı üzerine işaretleyiniz. Örneğin emin olmadığınız sorulara (!), yapamadığınız sorulara (?) vb... böylece tekrar dönüp bakmak istediğiniz soruları kolayca fark edebilirsiniz.

 

16.    Sınava girmeden önce mutlaka tuvalet ihtiyacınızı karşılayın.

 

 

TURLAMA TEKNİĞİ

 

TEST İÇERSİNDEKİ SORULARIN ZORLUK DÜZEYLERİ BİRBİRİNDEN FARKLIDIR. ANCAK KAZANDIRDIKLARI PUAN AYNIDIR.

 

 ZOR SORULARA FAZLA PUAN VERİLMEZ

 

Sorunun Niteliği

Zorluk Derecesi

Çok Kolay

10%

Kolay

20%

Normal

40%

Zor

20%

Çok Zor

10%

yanıtlanacak sorulardan;

1. turda, çözüme kolaylıkla ulaşabileceğiniz öncelik vererek,

 sizin zamanınızı alacak zor soruların 2. tura bırakılmasıdır.

Turlama tekniği hata oranınızı azaltırken zamanı daha iyi kullanmanıza yardımcı olur.

 

SINAVA HANGİ TESTTEN BAŞLAMALIYIM?

Soruların çözüm sırası öğrenciden öğrenciye farklılık gösterir. Ancak önemli olan şey sizin için verim ve zamanlama açısından en uygun olan çözüm sırasını sene içersinde gireceğiniz deneme sınavlarında bulmanızdır.

                      Sınav en başarılı olduğunuz dersten başlamanız ;

 sınav öncesi her öğrencide var olan sınav heyecanınızın azalmasını, kendinize olan güveninizin artmasını,

dikkatinizin yoğunlaşmasını ve zamanı iyi kullanmanızı sağlayacaktır.

 

Başarıya Giden Yol

Anlamakta güçlük çektiğiniz konu ya da dersleri sabahın erken saatlerine kaydırın. Çalışmaya ne kadar zaman ayıracağınızı tespit edin. Bunu yaparken dersin önemi, anlaşılırlığı ve ağırlığını göz önünde bulundurun

Seyfi adında çok sevdiğim bir arkadaşım vardı, zekiydi ve başarılıydı. Ama aslında çok daha başarılı olabilecek zeka kapasitesine sahipti. Seyfi'nin gözlemleyebildiğimiz bir hatası vardı. Program yapamamak...

Gerçekten Seyfi'yi çoğu zaman defterlerinin kitaplarının başında bir kağıt kalemle düşünür görürdüm. "Ne o hayrola?" diye sorduğumda "Program yapmaya çalışıyorum" derdi. Onun bu çalışma planı çıkartması saatler alırdı.

Büyük bir ihtimal sizlerde bu kadar olmasa bile zaman zaman benzer bir şekilde düşünmüşsünüzdür. Kendinize "Acaba şimdi ne yapabilirim?" sorusunu sorduğunuz olmuştur. Bu soruyu sormak doğaldır ancak bu soruya takılı kalmak hatadır.

Kararsızlığa Dikkat
Çünkü yaptığınız çalışma planı siz böyle bir soru sorduğunuzda bu soruya hemen cevap verecek kapasitede olmalıdır. Çevrenize göz attığınızda hemen fark edeceksiniz; başarılı insanlar belli bir plan ve program dahilinde çalışan disiplinli insanlardır. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir.

Hiçbir durum karşısında kararsız kalmayın verilen en kötü karar bile kararsızlıktan daha iyidir. Bu gerçek, "Şimdi ne yapabilirim?" sorusunu sorduğunuzda sizleri aydınlatan bir ışık olmalıdır. Kararsızlık ve ne yapacağını bilememe insanları korkuya, endişeye ve başarısızlığa iter. Şüphesiz hayatımızın her anı güzellikler ve iyiliklerle dolu değildir. Mutlak sorunlarımız ve tabi ki sorumluluklarımız vardır.

Ancak hiçbir şey sonunda bize kazanım sunmayan endişelerle dolu dünyada yok olup gitmemize değmez. Mutlaka her zorluğun bir çıkışı her karanlığın bir aydınlığı vardır. Geleceğe yönelik tamamen muhtemel kötülük ve olumsuzlukları düşünmek, bugünümüzü kendi isteğimizle yok etmemiz akıllı bir davranış değildir.

Endişeye Kapılmayın
Endişelenmenin yersizliğini kanıtlamak için en emin yol sizi korkutan endişeye sevk eden nedenleri ortaya koyup, bunlar üzerinde objektif değerlendirmeler yapmaktır. Sonuçta endişe kaynağı olan birçok nedenin boş bir vesveseden ibaret olduğunu fark edersiniz.

Endişe içinde olmak insanın doğru düşünme ve sağlıklı karar verme yeteneğini köreltir. Endişeden kurtulmada inancın hissedilir bir yeri vardır.

Belli bir iradi güç gösterebilen kişi artık programını yapabilir. Çünkü hedefi bellidir. İkinci adım belli program çerçevesinde bu hedefe ulaşmak olmalıdır.

Birçok kişiye program yapmak büyük zaman kaybıymış gibi gelebilir. Program yapma bahanesiyle oyalanmanın dışında bu kesinlikle yanlış bir düşüncedir. Programsız çalışma verimsiz olur, verimsiz çalışmanın sonu da başarısızlıktır. Bu durum beraberinde mutsuzluğu ve organik psikolojik rahatsızlıkları getirir.

Planlanmış programlanmış hayatta dirlik ve düzen vardır, başarı vardır, mutluluk vardır. Etkili ve verimli öğrenmenin temelinde de bu yüzden planlı programlı çalışma yatar.

"Beş N" kuralı diye anılan, neyi, nerede, ne zaman, nasıl, niçin yapacağını bilen bir insanın başarılı olması kadar doğal hiçbir şey yoktur. Bu da ancak gerçekçi bir programla mümkündür.

Program Yapın
Program yapmak kimileri için gayet basit bir iş gibi görülebilir. Oysa ben program yapmanın bir sanat olduğuna inanırım. Gerçekten programı yapmak, yapılan programı uygulanabilir kılmak hiç de yabana atılacak beceri değildir. Nitekim bir program uygulanabilirliği ölçüsünde değerlidir.

Herhangi bir dersi çalışmak için oturduğunda sadece 15-20 dakikayla yetinen sonra sıkılıp çalışmayı terk eden birinin saatlerle ifade edilen bir programı uygulaması mümkün değildir. Aksine kendini motive etmiş, inançlı kendine güvenen amacına ulaşmak için attığı ufacık adımların kıymetini bilen gerçek bir mücadele adamı için böylesi bir program yaşanan gerçeğin ta kendisidir.

İşin aslına bakarsanız, programlı çalışma fazla bir efor gerektirmeyen çalışmadır. Plansız programsız saatlerce çalışmaya karşılık neyi, nasıl ve niçin çalışacağını bilen bir kişi öncekinin çok daha azına, daha verimli çalışmalar yapabilir. Planlı çalışma daha kısa zamanda daha verimli çalışmayı ifade eder. Bu başarının iki kelimelik açılımıdır.

Ders çalışma planı yaparken belli bazı özellikleri göz önünde bulundurmalıyız. Birinci nokta, anlamakta güçlük çektiğiniz konu ya da dersleri daha iyi anlamaya yönelik saatler olarak bilinen sabahın erken saatlerine kaydırmak... İkinci öncelikli nokta; çalışmaya ne kadar zaman ayıracağınızdır. Bunda da yine dersin önemi anlaşılırlığı ve ağırlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Üçüncü nokta; dersin nasıl çalışılacağıdır. Yazarak, özet çıkararak, okuyarak tekrar ederek, soru çözerek, anlamaya yönelik çalışma, göz gezdirme vs... Tekrar çalışma ve göz gezdirme diğerlerine göre daha az zaman isteyecektir. Ya da aynı zaman diliminde daha fazla yer çalışılmasına fırsat verecektir. Ancak yazarak, özet çıkararak ya da anlamaya yönelik çalışma yöntemleri uzun zaman gerektiren çalışma şekilleridir.

40 – 50 dakika ders 10 dakika mola

Şimdi de plan-program nedir ve nasıl yapılır onu öğrenelim...
Programlar günlük, haftalık, aylık, yıllık olarak düzenlenmelidir. (Ajandanız yoksa hemen şimdi bir ajanda alıp programınızı ajanda üzerinde yapınız.)

Öncelikle günlük programınızı yapın. Yapılacak programın daha sağlıklı ve uygulanabilir olması için kendinizi bir hafta kadar gözlemleyerek çalışmaya ayırabilecek boş ya da daha iyi değerlendirilebilecek yarı boş vaktinizi tespit edin. Günlük çalışma, genel programın ilk adımıdır. Günlük yapacağınız işleri, sabah kalkış saatinizden başlamak üzere kahvaltı, okula geliş-gidiş, akşam programı ve yatış olmak üzere bir gündeki aktivitelerinizin hemen hepsini not etmelisiniz.

Ayrıca günün hangi saatinde daha verimlisiniz. (Ki bu genelde sabah saatleridir) Bunu mutlaka belirleyin. Çünkü en zor dersler ve anlaşılması, çözülmesi zor problemler o saatlerde programlanırsa daha verimli ve başarılı olunur.

Günlük programda ölü saatlerin değerlendirilmesine, dinlenmeye ve genel anlamda kendinize de vakit ayırmış olmalısınız. Günlük programınızda neyi, ne zaman, nasıl yapacağınız açıkça ve net bir şekilde görülmelidir. Kendinizi gözlemlerken dikkat edeceğiniz nokta her zamanki gibi doğal olmanızdır. Doğru ve objektif bir plan için bu şarttır.

Öncelikleri Belirleyin
Her programda olduğu gibi günlük programda da yapacağınız işlerden öncelik arz edenler olabilir. O vakit yaptığınız programı tekrar gözden geçirip öncelikle o işin üzerine giderek bitirmeniz gerekmektedir. Örneğin o gün matematik dersinde işlenen ikinci dereceden iki bilinmeyenli denklemler konusunu hemen okuyup pekiştirmek istiyorsunuz. Bu takdirde tarih, coğrafya, edebiyat gibi diğer derslere öncelik vermeniz anlamsız olur. Bu önceliği kendi konumuza göre sizler belirleyeceksiniz. Söz konusu sistem, sınav dönemlerinin öncesinde ve çalışma isteğinize göre değişiklikler gösterebilir.
Herşeyin ötesinde şunu kesinlikle aklınızdan çıkartmayın. Ders başında geçirdiğiniz süre değil, ders çalıştığınız zaman zarfında ondan elde ettiğiniz verim önemlidir. Amacınız verimli ders çalışma olmalıdır. On saat ders çalışıyor gözükmekle, bir saat hakkıyla ders çalışmak arasında dağlar kadar verimlilik farkı vardır. Bunlardan birincisi insanı bıkkınlığa, motivasyon eksikliğine ve sonuçta da dersten soğumaya ve başarısızlığa iterken, diğeri dersi cezbedici görünüme sokar. Bunlardan sonraki çalışmalar için teşvik unsuru olur.

Ders çalışma programınızı hazırlarken "5′e 1 yöntemi" olarak adlandırılan sisteme uymanız, yapacağınız en akıllıca davranış olacaktır. Bu sistem kabaca 50 dakika ders, 10 dakika mola şeklinde ifade edilebilir. 50 dakikalık çalışmanın ilk 40 dakikalık bölümünü ders çalışmaya (Bu sistemle çalışmanın ilk günlerinde eğer 40 dakikalık sürede henüz yeni konsantre olmuş ve çalışma ortamından ayrılmak istemiyorsanız burayı kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Ancak zamanla sisteme uyarsanız (sistem size değil) daha iyi olur. On dakikalık kısmını da tekrara ayırmalısınız. Tekrarın belli bir uygulama şekli vardır. On dakikanın ilk beş dakikasında sessiz tekrar, ikinci beş dakikasındaysa kitabı kapatıp sesli tekrar yapılmalıdır.

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, ders çalışma ve dinlemede derse adaptasyondan 35- 40 dakika sonra konsantrasyon bozulmaları ve dikkat uçuşmaları başlamaktadır. Bu durum zaman içerisinde konsantrasyonu tamamen bozacak, dersi anlamak zorlaşacak ve sonuç itibarıyla de verimsiz bir ders çalışılmış (!) olacaktır.

5′e 1 kuralını kesinlikle yabana atmayın. Önemsemezlik gibi bir hataya düşmeyin. Çünkü önemi ve geçerliliği olan bir kuraldır. Başarı bu kuralın iyice uygulanmasında yatar. Tekrarlarınızı mutlaka yapın. Öğrenmede tekrar çok önemlidir. Zamanında derslerine çok iyi çalışıp yeterli tekar yapamadıklarından daima performanslarının altında not alan arkadaşlarım olmuştur. Bunların durumuna düşmeniz istemem. Düzenli yapılan her tekrar insanın kendine olan güvenini de artırır. Kendine güvenen ben bu işi yaparım diyen ve yeterince de çalışmış bir kişinin başarılı olmasından daha doğal ne olabilir?

Ock

Nasıl Ders Çalışmalı?

Değerli öğrenciler öncelikle nasıl ders çalışmalıyız sorusundan çok niçin ders çalışmalıyız sorusunu kendimize sormamız daha doğru olacaktır.

 

 

 

 İster okula yeni başlamış olsun isterse üniversiteye hazırlanıyor olsun bütün öğrenciler bu soruların cevabını bulması gerekir.

 

''Niçin ders çalışmalıyım?

 

Hedefim ne?

 

Hedefimi gerçekleştirmek için neler yapmalıyım?'' bu soruların cevabını bulan öğrencilerin tembellik yapması mümkün değildir.

 

Bu nedenle sizin öncelikli olarak bir hedef belirlemeniz gerekir.

 

Ders çalışmaya başlamadan önce ilk olarak hedef belirlemeliyiz.

 

 

 

İkinci olarak başarıya inanmak gerekmektedir.

 

Kişinin önündeki en büyük engel yine kişinin kendisidir. O işle ilgili olumsuz düşünceler ve başaramama korkusu aşılması ve geçilmesi en zor olan engeldir. 

 

Bir kişi şunu yada bunu başaramayacağına inandığı sürece bunları yapmamaya kararlı demektir. Sonuçta başarılı olması imkânsızdır.

 

 

 

VERİMLİ ÇALIŞMAK NE DEMEKTİR?

 

 

 

Bilgi edinmek amacıyla zihinsel yeteneklerin kullanılmasına verimli çalışma diyoruz. Verimli ders çalışma amaç doğrultusunda planlı ve programlı çalışmaktır.  Verimli ders çalışmak sadece ders çalışmak için zaman ayırarak diğer etkinlikleri göz ardı etmek değildir.  Aksine belli bir plan ve program kapsamında hem ders çalışırken hem de diğer sosyal etkinliklere zaman ayırırken bunlardan zevk almaya yardımcı olur.

 

 

 

ÖĞRENMENİN ÖN ŞARTI

 

1. Öğrenmeye Fizyolojik Hazırlık

 

 

 

·       Beden duruşumuz düzgün olmalı...

 

Masa başında ve dik oturuş dikkatimizin daha az dağılmasını sağlayacaktır.

 

·       Düzenli beslenmeliyiz...                  

 

 

 

Meyve ve sebze ağırlıklı beslenme bizim daha sağlıklı olmamızı sağlayacaktır.

 

Unutmayın ki fastfood dediğimiz yiyeceklerin kaygıyı arttırıcı etkileri çok büyüktür!!!

 

·       Gerginlikten uzak durmalı ve uyku düzenimize dikkat etmeliyiz...

 

 

 

Erken yatıp erken kalkmayı alışkanlık haline getirmeliyiz

 

 

 

2. Öğrenmeye Psikolojik Hazırlık         

 

·       Konsantrasyon Sağlamalı ve Motivasyon oluşturmalıyız...

 

 

 

Yaşamda başarılı olmak için, öncelikle ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı sağlayacak bilgiye, bunu gerçekleştirmek içinde motivasyona ihtiyacımız vardır. ´´Bir işi yapmak için içimizde duyduğumuz güçlü istek´´ motivasyondur

 

Kişinin motive olabilmesi için öncelikle kendine inanmalı ve güvenmelidir. Amaçlarımıza ulaşmanın temel koşulu olumlu düşünmektir.

 

Konsantrasyon, bir konuya zihinsel olarak belli bir süre odaklanabilmektir.

 

·        Hedef Belirlemeliyiz...

 

 

 

Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır.  Başarı insanın düşlediklerini gerçekleştirebilmesidir. Bunu yapabilen kişi başarılıdır.

 

     Amaçlar olmadan kişi niçin ders çalışması gerektiğini açıklayamaz. Amacınızı belirlerken Niçin ders çalışıyorum ya da niçin ders çalışmalıyım? Sorusuna cevap arayınız

 

 

 

 

 

Hedef amaçlara ulaşmak için tanımlanmış bir nokta belirlemektir.

 

 

 

Bir şeyin hedef olabilmesi için;                                             

 

1-Ulaşılabilir olması

 

2-Somut ve net olması

 

3-Başka bir kişiye bağlı olmaması gerekmektedir.

 

 

 

Daha çok çalışmalıyım...........................Hedef  değildir. Çünkü net değil...

 

Bugün Türkçe dersinin sıfatlar konusunu çalışacağım.............Hedeftir.

 

Deneme sınavında matematik netlerimi 3 net yükselteceğim......Hedeftir.

 

 

 

BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN:

 

1.    ÖN HAZIRLIK

 

Bir gün sonra derste işlenecek konunun 15-20 dakikalık periyotlarla gözden geçirilmesine ön hazırlık denir. Öğrenciler okula gelmeden önce o gün işlenecek konuları gözden geçirmelidirler. Bu sayede hem derslerin işlenişine katılmak için gerekli güveni kazanırlar, hem de öğretmenin anlattıklarını daha kolay anlarlar.

 

 

 

2.ETKİN DİNLEME

 

 

 

Sadece duyuyor olmamız aynı zamanda dinliyor olduğumuz anlamına gelmez. Dinleme; dinleyen kişi tarafından işitilenlerin anlaşılmasıdır. Derse aktif olarak katıldığımızda, sorular sorduğumuzda ve not aldığımızda iyi dinlemiş oluruz.

 

3. NOT ALMAK

 

 

 

Not tutmak dersin etkili bir biçimde dinlenmesine yardımcı olur. Dikkatin derse yoğunlaşmasını sağlar. Not tutmak bize uyanıklılık, dikkat ve aktif katılımın yanı sıra motivasyon da sağlamaktadır.

 

 

 

 4. SORU SORMAK

 

 Soru sormak öğrencinin derse olan ilgisinin canlı kalmasını, dikkatinin dağılmamasını sağlar.      

 

 

 

 5. TEKRAR ETMEK

 

%100 Öğrenilen bir bilginin,

 

20 dakika içinde %50 sini

 

60 dakika içinde %70 ini

 

24 saatte ise %80 ini

 

UNUTUYORUZ...

 

 

 

 

 

Öğrenme süreci gerçekleşirken duyu organları tarafından alınan bilgi öncelikle kısa süreli belleğe aktarılır. Ancak adından da anlaşılacağı gibi bu bilgiler kısa süreli bellekte kısa süre tutulabilir. Bu bilgilerin beyinde uzun süre tutulabilmesi için uzun süreli belleğe aktarılması gerekmektedir.

 

Bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasının tek yolu vardır:

 

                    

 

DÜZENLİ TEKRAR YAPMAK...

 

 

 


ÖĞRENMENİN KAPISINI AÇACAK TEK ANAHTAR VARDIR: TEKRAR YAPMAK...

 

TEKRAR YAPMADAN ÖĞRENEMEZSİNİZ!!!

 

 

 

Tekrar üç aşamada yapılmaktadır:

 

                       Günlük Tekrar

 

                                     Haftalık Tekrar

 

                                                    Genel Tekrar 

 

  

 

6. ZAMANI PROGRAMLAMAK

 

 

 


NİÇİN PROGRAMLI ÇALIŞMALIYIZ?

 

 

 

v    Programlı çalışmak bizim zamanı etkin bir biçimde kullanmamızı sağlar.

 

v    Her işe daha rahat zaman ayırmamızı sağlar.

 

v    Her derse yeterli ölçüde zaman ayırmak öğrencide güven duygusu oluşturur.

 

v    Bu sayede panik duygumuz azalır.

 

v    Çalışma verimimiz yükselir.

 

v    Tekrarlar sayesinde öğrenilecek konu daha uzun zamana yayılır. Böylece bilgilerin daha kalıcı olması sağlanır.

 

 

 

 

 

 

 

Amaçlarımıza ulaşabilmemiz için günlük etkinliklerimizi öncelik sırasına göre düzenlememiz gerekir!

 

 

 

 

 

                    Program Hazırlarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

 

 

 

1.     Okula ve dershaneye geldiğiniz saatleri belirleyin.

 

2.     Uyku ve yemek sürelerinizi belirleyin.

 

3.     Kendinize ayıracağınız zamanı belirleyin.

 

4.     Günlük tekrar ve ödevleriniz için ayıracağınız süreyi belirleyin.

 

5.     Test çözümü için ayıracağınız süreyi belirleyin.

 

 

 

İYİ BİR ÇALIŞMA PROGRAMININ ÖZELLİKLERİ:

 

 

 

  •         En ideal çalışma programı uygulanabilen bir çalışma programıdır.
  •  
  •         Bu yüzden hazırladığınız programı aksatmadan uygulamaya çalışın.
  •  
  •          Kısa süreli dinlenme aralıkları vererek çalışın.

 

( 40 dakika ders, 10 dakika tekrar, 10 dakika mola )

 

  •          Sözel veya sayısal derslerin birbirini takip etmesini sağlayın. Yani iki sayısal dersi (matematik-fen bilgisi gibi...) arka arkaya          çalışmak yerine bir sayısal bir sözel dersi çalışın. (matematik-sosyal bilgiler ya da Türkçe- fen bilgisi gibi)
  •  
  •         Zorlandığınız dersleri çalışmanızın ilk saatlerine yerleştirin.

 

(Zihin daha uyanık ve dinlenmişken bu dersi çalışmak veriminizi yükseltecektir.)

 

  •          Tekrar çalışmaları programda mutlaka günlük, haftalık ve aylık olarak yer almalıdır.

 

                                                                                     

 

                                                                                        BIRAKMADIĞINIZ, BIKMADIĞINIZ VE

 

DENEMEKTEN VAZGEÇMEDİĞİNİZ SÜRECE  

ASLA YENİLMİŞ DEĞİLSİNİZ             

Çalışmadan Önce Dikkat Etmeniz Gereken 15 Kural

1. Her öğrenci kendi çalışma ortamına göre bir çalışma planı hazırlamalı ve bu plana mutlaka uymalıdır.

2. Çalışma metodunu dersin özelliğine göre seçmelidir. (Okuma, not tutma, anlatım, tümdengelim, tümevarım gibi) sayısal dersler çalışırken yazarak çalışma metodu uygulanmalıdır.

3. Ders çalışmaları mutlaka belli bir yerde sakin bir ortamda bir masa üzerinde yapılmalıdır.

4. Hemen her derste bütün konular çalışılmalı, konular arasında önemli önemsiz ayrımı yapılmalıdır.

5. Ders araç ve gereçlerini çalışmaya başlamadan önce hazırlamalı, unutulmamalıdır ki araç ve gereç ihtiyacı olduğunda temin edilmeye çalışılırsa hem zaman kaybına hem de dikkat dağılmasına neden olur.

6. Çalışmaya psikolojik olarak hazır olmayan kişi problemlerinden kendisini soyutladıktan sonra çalışmaya başlamalıdır.

7. Öğrenmeyi aralıklarla yapmalı, bu aralıklarda dinlenmeyi, gezinti, söyleşi, müzik ile yapılabilir.

8. Çalışılan konu kendi başına bir bütün değilse, geçmiş konular gözden geçirilmelidir.

9. Sözel dersler çalışılırken ana düşünceleri dile getiren anahtar kelime ve cümleler tespit edilmeli gerekirse renkli kalemle altları çizilmelidir.

10. İşlenecek konu dersten önce çalışılmalı, anlaşılmayan yerler tespit edilerek derse girilmelidir.

11. Ders çalışılırken motive olunmalı, televizyon karşısında veya yatarak çalışmanın etkinliğini azaltacağı unutulmamalıdır.

12. Düzenli bir defter tutma alışkanlığı kazanılmalı. Tükenmez kalem yerine kurşun kalem kullanmaya özen göstermelidir.

13. Çalışırken bir cevabı ezberlemek yerine konuyu anlamaya veya problemin çözümü yolunu öğrenmeyi seçmelidir.

14. Anlatım dersinin arkasından sayısal (matematik, fenbilgisi gibi) bir ders çalışılmalıdır.

15. Sabah kahvaltısı yaparak okula gelmesi, aksi takdirde ders dinleme dikkatinin azalacağı unutulmamalıdır.

Çalışma Esnasında Dikkat Edilmesi Gereken 5 Kural

1. Sınıfta dersler iyi dinlenmesi, ders sırasında başka şeylerle meşgul olunmamalı, anlamadığı yeri anında öğretmenine sormalıdır.(İyi bir sevgili olun kuralı)

2. Öğretmen dersi anlatırken üzerinde durduğu noktalar ve sınıfa yönetilen sorular not edilmeli ve sonra çalışılmalıdır.

3. Tahtaya yazılan bilgiler ve problem çözümleri dikkatli bir biçimde deftere geçirilmeli ve kontrol edilmelidir.

4. Derslerde devamsızlık yapılmamalı, eğer zorunlu olarak yapılmışsa o dersteki konu arkadaşlardan öğrenilmelidir. Unutulmamalıdır ki bir sonraki konunun öğrenilmesi bir önceki konunun bilinmesine bağlıdır.

5. Sınavlarda soruların cevaplarına geçilmeden önce cevaplar zihinsel olarak tasarlanmalı, kağıtlar verilmeden önce mutlaka kontrol edilmelidir.

Ara

Verimli Ders Çalışma Teknikleri:

1- Bir Amaç Belirleyiniz

Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşa ulaşa sınıfını geçmek, okulunu bitirmek ve sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki amaçlarına da ulaşmaktadırlar. Unutmayın hedefi olmadan ilerleyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez...

2- Planlı Çalışınız

Hedefleri oluşturmak ve plan yapmak yolculukta önemli adımlardır. Ancak önemli olan uygulama aşamasında içsel ve dışsal çalışmalarımı engelleyebilecek nedenleri öngörüp başa çıkabilme konusunda iç disiplin geliştirebilmektir. Yaşamımızla ilgili sorumluluğu rastlantılara bırakırsak çalışmalarımızı ve başarılarımızı engelleyebilecek pek çok sebebimiz olacaktır. Aldığımız kararları uygularken çalışmalarımızı engelleyerek hedeflerimizle aramıza girebilecek her türlü duygu düşünce davranışlarımızı kontrol etmemizin bizim elimizde olduğunu unutmayalım İşte çalışmada plan; "nasıl", "ne zaman" ve "nerede" çalışacağınıza karar vermek demektir. Plan çeşitlerine gelince ;

Dönem Planı: Dönem planı için bir takvim kullanılabilir ve bu takvim öğrencinin göreceği bir yere asılır. Akademik dönem için tarihleri gösteren bu takvim sınavları, ödev tarihlerini, toplantıları ve bireyin gereksinim duyduğu durumları içermelidir. Böylece birey ileride ne yapması gerektiğini bilir ve sınava hazırlanma, ödev hazırlama gibi zorunlulukların üst üste gelmesini ve doğacak baskıların, karışıklıkların oluşmasını önler.

 

Haftalık Plan: Bir hafta boyunca tüm görevleri planlamak için hazırlanır. Sınav için hazırlanma, ders kitabını okuma, çalışma, arkadaşlarla toplanma gibi etkinlikler için zaman ayrılır. Haftalık plan yapılırken esnek davranmalı ve çok şey yapma planlanmalıdır. Eğer yeterince dinlenilmezse planlananlar gerçekleşmez. Birçok şeyi kötü bir biçimde yapmaktansa birkaç şeyi iyi yapmak daha yararlıdır. Haftalık planın gerçekçi olabilmesi için önce gözden geçirilir ve uygulandıktan sonra değerlendirilir. Yapılan plana muhakkak uyulmalıdır. En iyi plan bile uyulmazsa yararlı olamaz. Plan bireyin yaşamına uygun hale gelinceye kadar üzerinde çalışılmalıdır.

 Günlük Plan:

· Uykudan kalkılan saat
· Kahvaltının bitiş saati
· Okula geliş gidiş saati
· Yemek için verilen aralar
· Öğrenme için ayrılan süre
· Dinlenme, gezme, spor, TV. izleme, arkadaşlarla beraber olmak için belirlenen süre.
· Tekrar yapmak için ayrılan süreler
· Ev ödevlerine ayrılan süreler
· Uykuda geçen süre

3- Zamanınızı Etkin Şekilde Değerlendiriniz.

Öğrenciler bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendiği bir dersi bir başka öğrenci zor öğrenebilir. Bir başka öğrenciyse çabuk yorulabilir ya da çalışmak istemeyebilir. Bu nedenle bir ders ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır. Bir saat çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır. Zamanınızı geri getiremezsiniz çünkü. Çalışmalarınızdan yeterince verim alabilmek için dengeli ve düzenli beslenmeli, özellikle sabah kahvaltılarınızı düzenli ve yeterli kaloriyi alacak şekilde yapmalısınız.

 4- Veriminizi Engelleyen Etmenleri Yok Ediniz.

Sizin için olumsuz olabilecek hiçbir duruma asla ve asla izin vermeyiniz. Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, sızı, elem duygusu, korku, öfke, aşırı kaygı, fazla heyecan, endişe, açlık, aşırı tokluk, aile dertleri, normalin altında ve üstündeki fiziki şartlar (çok sıcak, çok soğuk gibi) acelecilik, telaş, araç ve gereç noksanlığı gibi etkenlerin elden geldiğince giderilmesi gerekir.UNUTMAYIN; Mükemmelliğin Arkasında Korku Yatar, İnsan Olduğunuzu Hatırlayarak Korkularınızı Göğüsleyin. Daha Mutlu Ve Daha Etkili Bir İnsan Olursunuz...

5- Çalışma Ortamınızı Seçiniz

Unutmayınız ki ; dağınık oda = dağınık zihin. Ve ders çalışırken genellikle aynı ortamı tercih etmeye çalışınız. Aynı mekanda ders çalışmak çalışmaya daha kısa sürede adapte olmanı sağlar. Çalışma masanız olsun. O masaya sadece çalışmak için oturduğunu hissetmelisiniz. Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma yeri derli toplu, yalın elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık, ısı gibi fiziksel sorunları da çözümlenmiş olmalıdır. Siz iyisi mi düzenli dikkatinizi dağıtacak fazla obje olmayan sade bir odada mümkünse boş bir duvara dönük çalışın.

6- Ders Çalışırken Aynı Anda Birden Fazla İş Yapmayınız

TV. izleyerek yada müzik dinleyerek çalışmak. İki işi birlikte yapmaya çalışanları, 'eli işte gözü oynaşta' terimi çok güzel anlatır. İlgi bölündükçe kalite kaybına uğrar. Ders çalışmaya konsantre olmak onunla baş başa olmayı gerektirir. Sadık bir sevgili olunuz. Ve ders çalışma zamanı gözünüz dersten başka bir şeyi ne görsün nede kulağınız başka bir şeyi işitsin. (İyi bir sevgili olun kuralı)

7- Not Tutunuz.

Not tutarken de;

Anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi yazılmalıdır.

Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavranıncaya kadar beklenilmelidir.

Zamanın çoğu yazmakla değil, dinlemekle, fikirleri kavramaya çalışmakla geçmelidir.

Konu; grafik, şekil, istatistik vb. bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa notlar arasına bunlarda alınmalıdır.

Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır.

Yazıların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir. Önce müsvette yapma, sonra temize çekilme yoluna gidilmelidir.

8- Diğer Kaynaklardan Yararlanınız

Öğrenci, herhangi bir konunun öğrenilmesinde, basılı araçlara ne kadar baş vurursa, öğrenme ilgisi ve zihinsel yetileri de o kadar çok genişleyecektir. Basılı öğrenme araçlarından yararlanmada çizelge grafik, harita ve resimlerin özel bir önemi vardır. Bunlar sayfalarca anlatılan bilgileri topluca ve bir arada vererek o konunun kavranmasına yardımcı olmaktadırlar.

9- Etkili ve Verimli Okuyunuz

Okuma, öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenmede hızlı okuma önemli ve gereklidir. Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşılır, hem de zamandan kazanılır. Okuma hızı lise öğrencileri için yaklaşık 200 - 250 sözcüktür. Bu hız okunulan yazının niteliğine ve okumanın amacına göre ayarlanmalıdır. Vakit geçirmek amacıyla bir hikaye veya roman okurken okuma hızı oldukça yüksek olabilir. Ama okuma yorum yapma, eleştirme özet çıkarmak için yapılıyorsa okuma hızı yavaş olmalıdır. Hızlı okumanın en önemli yolu sesiz okumadır. Sessiz okuma hızı arttırdığı gibi anlamayı da kolaylaştırır. Sessiz okuma dudak kıpırdatmadan, kafa sallanmadan sadece gözle takip ederek okumadır. Hızlı ve anlamlı okuma becerisi kazanabilmek için bol bol okuma çalışmaları yapılmalıdır. Önce gazete, öykü ve roman gibi şeylerle işe başlamalı giderek boş zamanları okuyarak değerlendirme alışkanlığı kazanılmalıdır.

10- Tekrarlar Yaparak Unutmayı Önleyiniz

Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki yolu vardır. Bunlardan biri öğrenilen bilgileri yeri geldikçe kullanmak, diğeri de aralıklı olarak tekrar etmektir. Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe kullanırken hem bunların işe yaradığını görecekler, hem de yeni bilgiler edinmeye motive olacaklardır. Aralıklı olarak yapacakları tekrarlar sayesinde ise bir taraftan eski öğrendiklerini hatırlarken diğer yandan da sınavlara her an hazır durumda olacaklardır.

Hatırlama Konusunda Üç Altın Kural Vardır.

1- Çalışma Seansı 20-40 Dakikadır, ve Bu Sürenin Sonunda Ne Hatırlanacağının Sınanması Gerekir.

2- 20-40 Dakikalık Bir Çalışma ve On Dakikalık Tekrarı, 10 Dakikalık Bir Dinlenme İzlenmelidir.

3- Dinlenme Sırasında Kendinize Bir Ödül Verin, Çünkü Bunu Hak Ettiniz...

Verimli Ders Çalışmayı Etkileyen Engeller

Gözlerinizi yapamadıklarınıza çevirmek,

Müzik eşliğinde çalışmak,

Zorlanılan derslerin dışlanması,

Aşırı kaygı(güvensizlik),

Yatarak(uzanarak)çalışmak,

Çalışma anında hayallere dalmak,

Uzayıp giden telefon konuşmaları yapmak,

Çalışmayı tamamlamadan bırakmak,

Arkadaşlara "hayır!" diyememek,

Televizyona takılıp kalmak,

Dersler,konular hakkında yetersiz bilgi sahibi olmak,

Düzenli tekrarlar yapmamak,

Plansız, programsız çalışmak,

Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak,

Zamanı denetleyememek,

Yanlışlardan ders almamak,noksanları gidermemek,

Sınav bilgi ve tekniklerini yeterince bilmemek,

Motivasyon noksanlığı, isteksizlik.

 

UNUTMAYINIZ Kİ...

Hiçbir zafere çiçekli yoldan gidilmez.

Başarının en kolay ve kısa yolu çalışmaktır!

Eğer bugün için bir şey yapmadım demek istemiyorsan, yarın için plan yap,uygula.

Önceden ne kadar çalışacağını belirlemezsen, çalışma sonunda çok az şey hatırlarsın!

Önemli olan çalışmak değil, zamanında ve yerinde çalışmaktır.

Bugünün dersini yarına bırakma, yarın artık bugündür.

Uyku saatinde iyi uyu, ders saatinde uyuma!

Başarıya ulaşmak için unutmayı unutmalısın.

Ara

Ara

Ara

Ara

Ara

Ara

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Formlarına Buradan Ulaşabilirsiniz.

Kas

Okulumuzda Türkiye Bağımlılıkla Mücadele eylem planı kapsamına öğrencilerimize eğitimler verilmektedir.

Bakanlığımızın yetki, sorumluk, görevleri ile ilgi yazı ekinde yer alan Genelge

ve mevzuat hükümleri çerçevesinde çocuk ve gençlerimizi tütün, alkol, madde, internet bağımlılığı ve

diğer davranışsal bağımlılıklara karşı korumak, fiziksel ve ruhsal açıdan iyi olmalarını sağlamak, zararlı

alışkanlıklara karşı farkındalıklarını arttırmak amacıyla önleyici gelişimsel ve iyileştirici rehberlik ve

psikolojik danışma hizmetleri gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda yürütülen önleyici gelişimsel

çalışmalar okul öncesinden itibaren tüm kademelerde ve okul/kurumlarda öğrenci, öğretmen, veli ve

yetişkin eğitimleri ile yürütüldüğü, Millî Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti iş birliğinde

uygulanan Türkiye Bağımlılıkla Mücadele (TBM) Eğitim Programı doğrultusunda okul öncesi, ilkokul,

ortaokul ve lise kademelerinde öğrenci, öğretmen ve velileri tütün, alkol, madde, teknoloji bağımlılıkları

konusunda bilgilendirmek amaçlandığı, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu koordinasyonunda takibi

gerçekleştirilen Tütün Kontrolü Strateji Belgesi ve Eylem Planı, Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Strateji

Belgesi ve Eylem Planı ve Davranışsal Bağımlılıklar ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem

Planları kapsamında sorumlu olduğumuz faaliyetler arasında TBM eğitim programı da yer aldığı, TBM

eğitimlerinin toplumun geniş kesimlerine ulaşmaya devam etmesi, sağlıklı ve bağımlılıktan uzak nesiller

yetiştirilmesi amacıyla eğitimlerin okul rehberlik ve psikolojik danışma programı çerçevesinde

uygulanması önem arz ettiği, bu kapsamda söz konusu eğitimlerle ilgili gerekli eğitimlerin

düzenlenmesinin sağlanması